Perşembe, Şubat 08, 2007

Seni İçime Gömdüm-Andrew Jolly

"...şu...vahşi çöle...
Ama vahşilik bunun neresindeydi? Yoksa ihtiyar rahibin gözünde her aşk vahşi miydi? Yoksa geniş düzlükleri, yitip giden maden kaynaklarını, onların dışa vurduğu, tutkuları, o hain dağları mı kast etmişti yalnızca? Karısı Kızılderili olduğuna göre kendi vahşi toprağına mı dönsün demek istiyordu? Oraların toprağı acımasızdı, çirkindi doğru. Ama onların aşkıyla ne ilgisi vardı bunun? İki yıl yeşil bir sevecenlik içinde yaşamışlardı orada. Vahşilik neredeydi? Kızda mı, aşklarında mı?
Az rastlandığı için mi vahşiydi bu aşk yoksa? Yengesini, ona ve ağabeyine duyduğu acımayı anımsadı yine. Oysa ölü karısını yüklenip kasabaya gelen kendisiydi, yani aslında onların acıma duymaları gerekirdi. Ama acımamışlardı işte. Acıma beklememişti ki onlardan. Gerek duymamıştı.
Vahşilik bu muydu acaba? Ölümünün uyandırdığı acının ötesine geçen, herşeye sevecenlikle kucak açan bir aşk tatmak mıydı?"
(sf: 87-88)

"Ardından sürüklediği ceset yüzünden değildi bu korku; bu aşk onların tümünü gereksizleştirmişti gözünde, öyle ki kendisiyle sevgilisi dışında kalan hiçbir şeyden sorumluluk duymayan birinin gururuyla, küçümser tavrıyla aralarında dolaşmıştı; bu yüzden korkmuşlardı ya. Eline tüfeğini alıp, fişeklikleri göğsüne asıp atını üstlerine sürse, kasabanın sokaklarında ölüm saçarak, önüne geleni yağmalayarak, yakıp yıkarak dolaşsa, kasabayı yerle bir etse bile, gözlerinden okunan bu sevginin ürküttüğü kadar ürkütemezdi onları."
(sf: 144)

Andrew Jolly-Seni İçime Gömdüm

Hiç yorum yok:

Tavan arası