Cuma, Mart 13, 2009

Siyah Kuğu

Işıkta yıkamalıyım gözlerimi. Işık kaçan her göz,
kendinde dinlenmeyi de kendi suyuyla yıkanmayı da
öğrenir çünkü.
Tıpkı boyunlarını kendi gövdelerinde uyutmayı
öğrenmek zorunda olan kuğular gibi...

Beyaz kuğular alışılmış güzellikleriyle hareket etmekteydi.
Kıyı boyunca gidiyordu hepsi.
Erişilebilir, hayran olunabilir,
sözü edilebilir yakınlıktaydılar toprağa.
Siyah kuğu, toprağın her kıyısına eşit uzaklıkta bir noktada.

Mağrur olmayı umursamayacak kadar mağrur,
aklı kendini beğenmekle vakit kaybetmeyecek kadar ötede.
Kendine bakacak olsa boğulacağı için
büyüleyici bir karanlıkta,
bakmamayı daha çok küçükken öğrenmiş olmalıydı
uzaklara.

Derin ve dermansız dertlere dalıp giderler,
kuğulardan siyah olup da kendine bakanlar,
kendine dalanlar.
...

Ece Temelkuran (Kıyı Kitabı)

Hiç yorum yok:

Tavan arası