"Bugün dev taşlar gibi yığılmış olguları, önemli şeylerle ilgilenenlere bırakıyorum. Beni çeken yalnızca aralarındaki fısıltı." (s.14)
"Dünya dediğin camda bulanık bir imgeden başka nedir ki!" (s.15)
"Yalnızlığı iyi tanıyan insanlara özgü beklentisizliği. Kendi düş ağacını budamış, dünyayla hesabını süresiz ertelemişti." (s.24)
"Güzelliği görmesi, göstermesi beklenen kadınlar, çiçekler ve doğum günleri üzerine, mümkünse marş ritminde bir şarkı söyler miydiniz?" (s.29)
"Benim sözcüklerim altınla değil, gölgeyle kaplı." (s.34)
"Nesneler, olgular, pul pul yalanlar, şatafatlı bahaneler, şişirilmiş egolar, kirli yüzlerde tutmayan makyajlar..." (s.61)
"Orman diyor ki: "Dünya sana öfkelenecek, sen ona benzeyene değin. Dünya seni yaralayacak, sen dünya olana değin." (s.82)
"Şiddeti bir çiftlik hayvanıymışcasına çitlerin berisinde tutmak olanaksızdır. Şiddet özünü tüketirse sönecek bir orman yangını gibi hep yayılmak ister." (s.97)
"İstatistiklerin insan hayatını sayılara indirgemek gibi korkunç bir boyutu vardır." (s.102)
"İnsanların tek gerçek dayanışması, ölüm karşısındadır." (s.136)
"Herkes kendi sahiciliğinden, başkalarının yapaylığından öylesine emin." (s.161)
"Yaralar çoğu kez dilsizdir, ama bir konuştular mı, sesleri korkutucudur ve yalan söylemeyi beceremezler." (s.166)
Aslı Erdoğan - Bir Delinin Güncesi
Cuma, Mayıs 29, 2009
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
4 yorum:
Mükemmel bir saptama vardı yazında: "Dünya sana öfkelenecek, sen ona benzeyene değin"
istediği kadar öfkelensin yılmayacağım bu öfkenin beni öldüreceğini bilsem benzemeyeceğim...
o keskinlik her satırda hissedilebiliyor...
"Herkes kendi sahiciliğinden, başkalarının yapaylığından öylesine emin."
Düşünmemiştim böyle :)
sarsıcı gerçekten de :)
Yorum Gönder