Salı, Mart 15, 2011

Gönülçelen

"Bir kitapta en hoşuma giden şey, en azından, arada bir gülünç şeyler olmasıdır." (s.23)

"Bir kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman, bunu yazan keşke çok yakın bir arkadaşım olsaydı da, canım her istediğinde onu telefonla arayıp konuşabilseydim diyorsanız, o kitap bence gerçekten iyidir." (s.23)

"Bu anneler böyledir zaten; tüm duymak istedikleri, oğullarının ne bitirim bir herif olduğudur." (s.59)

"Yan masadakiler yerlerinden kalkmasalar -kalkmazlardı da, namussuzlar- yerinize geçip oturamayacağınız o küçücük masalardandı." (s.85)

"Böyle, tanıştığıma hiç memnun olmadığım kimselere, durmadan 'Tanıştığıma memnun oldum' demek beni öldürüyor. Ama, hayatta kalmak istiyorsanız, ille de bu zırvaları söylemek zorundasınız."(s.87)

"Moralim öyle bozuktu ki, düşünemiyordum bile. Asıl derdim de bu benim. Moraliniz çok bozuksa, düşünemiyorsunuz bile." (s.91)

"Ömrünüzde bu kadar çok sahtekarı bir arada göremezdiniz, herkes çılgınlar gibi sigara içiyor, çevredekiler ne akıllı olduğunu anlasın diye bağıra bağıra oyun hakkında konuşuyordu." (s.123)

"Hayatta duyabileceğiniz en sahtekarca konuşmaydı. Ellerinden geldiği kadar çabuk bir yer adı düşünüyorlar, sonra o yerde oturan ve tanıdıkları birinin adını söylüyorlardı." (s.124)

"Tek yapacağın, derslerine çalışmak. Böylece bir gün kendine lanet bir Cadillac alacak parayı kazanmayı öğreneceksin." (s.127)

"Birinin moralini bozmak için ille de kötü bir herif olmak gerekmez ki; iyi bir herif olup, yine de moral bozucu olabilirsin." (s.161)

"En azından, beni dinliyordu. Biri sizi en azından dinliyorsa, durum o kadar da kötü sayılmaz." (s.164)

"Benim sorunum da bu işte; biri konuşurken konuyu dağıtırsa bu çok hoşuma gidiyor. Bana daha ilginç geliyor." (s.174)

"Başına bela sarıp düşmeye başlayan birine dibe vardığını anlama şansı verilmez. Düşer, düşer, düşer ama düştüğünü anlayamaz. Tüm düzen, hayatlarının şu ya da bu döneminde çevrelerinin onlara veremediği şeyleri arayan insanlar için kurulmuştur. Veya çevrelerinin onlara sağlayamadığını sandıkları şeyleri arayan insanlar için. Onlar da, aramaktan vazgeçerler." (s.178)

"Birisi arkamdan, 'İyi şanslar!' diye bağırdığında çok kızıyorum. Çok moral bozucu bir şey bu." (s.191)

"Sorun da buydu işte. Asla güzel ve huzurlu bir yer bulamıyordunuz, çünkü böyle bir yer yoktu." (s.192)


J.D. Salinger - Gönülçelen ya da Çavdar Tarlasında Çocuklar (The Catcher In The Rye) - Yapı Kredi Yayınları

2 yorum:

verbumnonfacta dedi ki...

'çavdar tarlasında çocuklar' yerine 'gönülçelen' i (basri amcanın kitaplığından çaldığım, cem yayınevi-altmış yedi basımı kitaba göre 'gönül-çelen') hatta bu yüzden teoman' ı bile severim.

izin verirseniz ben de 'alıntılar' a, salinger' in david copperfield' e 'ben doğdum. acaba hayatımın kahramanı olabilecek miyim?' diye başlayan dickens' a daha ilk cümlede verdiği cevapla katılmak isterim, üstelik romanın ilk cümlesiyle: 'anlattıklarımı gerçekten dinleyecekseniz, herhalde önce nerede doğduğumu, rezil çocukluğumun nasıl geçtiğini, ben doğmadan önce annemle babamın nasıl tanıştıklarını, tüm o david copperfield zırvalıklarını filan da bilmek istersiniz, ama ben pek anlatmak istemiyorum.'

ka dedi ki...

çok güzel alıntılar,,, dickens gibi yazdım ama olsun .):)

Tavan arası