Cuma, Mayıs 04, 2012

Justine


 "Onu anlamak için ondan bunca uzaklaşmam gerekiyormuş meğer."

"Tozların savrulduğu binlerce sokak birden aydınlanıyor zihnimde."

"Orada, ressamın ya da yazarın sessizliklerinden gerçeklik yeniden düzenlenebilir, yeniden yoğrulup önemli yanıyla sergilenebilir. Adslında gündelik eylemlerimiz, altın sırmalı ipek üzerine giyilmiş çuval bezinden giysi gibidir, derindeki anlamı gizler. Bir sanatçı, sanatı aracılığıyla gündelik yaşamda kendisini yaralamış, yenilgiye uğratmış şeylerle mutlu bir uzlaşmaya varabilir; sıradan insanların yapmaya çalıştıkları gibi alınyazısından kaçmak için değil, imgelerin aracılığıyla, onu daha tam ve daha uygun biçimde gerçekleştirmek için."

"Yaşamımın denize düşmüş parçasını, yeniden bulmak için yazıyorum bütün bunları."

"Günler, düşlerin arasını dolduran boşluklardan başka bir şey değildi."

"İnsansal olamayacak denli güçlü ve hesaplı bir izdüşümünün tutsağıyız."

"Yazar olsaydım kişilerimde çokboyutluluğu amaçlardım, prizmasal denebilecek bir görünümü. Neden sanki bir insan aynı anda birden çok resim veremesin?"

"Beni biraz olsun tanısaydı, bizim gibi her şeyi derinlemesine duyan, insan düşüncesinin içinden çıkılmaz düğümünün tam anlamıyla bilincinde olan insanlar için verilecek tek bir yanıt -alaylı bir sevecenlik ve suskunluk-olduğunu kendisi de anlardı."

"Gövdenin gündüzü ruhun penceresidir. Gövdelerin işi bitince insanda ruhların işi başlar. Gövde uyanınca ruh uyur; ruh uyuyunca gövde ayaklanır."

"Aşk, her biri kendi başına büyümeye çabalayan iki ruhun aynı anda ateşlenmesidir. Sanki iki insanın içinde sessizce bir şey patlamış gibi olur."

"Her erkek çamur ve iblis karışımıdır, hiçbir kadın bunların her ikisini de doyuramaz."

"Kümes hayvanlarındaki gagalama düzenine benzer bir hiyerarşi diplomatlar arasında da vardır."

"Yüreğimde eksik olanı ruhumla tamamladığımı kabul etmek zorunda kalacaklar."

"Sanki yanlış yaşanmış bir hayatın yalanlarının gerisinde bunca zamandır birikmiş iç yaşamının bütün hazinesi, gövde ölürken, duvarları yıkıp bilincine akmıştı."

"Sanki o nesnelerin bütünü onun kişiliğinin bütünüdür."

"Tıpkı bir insan gibi bir kentin de kendi eğilimlerini, isteklerini, korkularını biriktirdiğini düşünüyorum."

"İnsanlar sürekli olarak neyseler o mudurlar, yoksa tıpkı sessiz filmlerdeki gibi hafifçe titreyen imgeler çok çabuk birbirine eklendiği için bize süreklilik duygusu mu verirler?"

"Kent, kırıcı bir umursamazlıkla gülümsüyordu, karanlıkla birlikte canlanan bir yosma gibiydi."

"Gerçekten değişmişliği falan yoktu. Kendine yeni bir maske bulmuştu yalnızca."

"Yaşamda ödüllendirme esası hep böyle işler, iyiliğie karşı kötülük, kötülüğe karşı iyilik vererek."

"Her şey çevremizdeki sessizliği yorumlamamıza bağlı."

Lawrence Durrell - Justine (İskenderiye Dörtlüsü I) (Can Yayınları)

1 yorum:

Unknown dedi ki...

elinize sağlık, en güzel cümleleri seçmişsiniz sanki gidip kitabı alasım geldi. devamını bekleriz. iyi günler.

Tavan arası