Çarşamba, Kasım 10, 2010

Manzaradan Parçalar 1

"Hayat onun için kazanılacak bir şey değil, zevk alınacak bir şeydi." (s.17)

"Babamızın kendisi olmasını değil, bizim istediğimiz baba olmasını isteriz." (s.18)

"Vücut ve ruh ilişkisinin bir kirlilik ve temizlik, gökyüzü ve çamur ilişkisi olmadığını anlayabilmem için ne kadar çok yıl geçmesi gerekti! Gövdemi ruhumu kirleten bir şey olarak düşünmeyi bırakıp, ruhumu gövdeme uyum gösteren bir şey olarak hayal etmeyi öğrenince, hayat biraz daha çekilir oldu." (s.23)

"Futbol bizde halkı sakinleştirmek için değil, azdırmak için milliyetçilik, yabancı düşmanlığı ve otoriter düşünceyi yaymak için kullanılıyor." (s.54)

"Milliyetçilik ister deprem olsun, ister kaybedilen bir savaş, felaketlerle daha çok gelişir." (s.54)

"Gözümün gördüğü dünya resmi ile kafamın görmek istediği resim arasında kararsızım." (s.102)

"Müzelerin yalnız görsel duyumlara değil, bütün algı merkezlerimize açık olması gerektiğini -belki de resim sanatına önem vermeyen bir İslam ülkesinde doğup büyüdüğüm için- yeniden düşünüyorum." (s.106)

"Tek tek kitap almamın, taş taş bir ev inşa etmeye benzeyen bir yanı vardı." (s.115)

"Kitaplarla haşır neşir oldukça hayatın bir kısmını daha kaçırıyor, bunu anladıkça da kaçan hayattan intikam alır gibi kitap alıyordum." (s.114)

"
Bir kitabı atmaya karar verirken, önce hissettiğimiz yüzeysel aşağılama zevkinin arkasında, ilk başta görülmeyen derin acılar yatar. Aşağıladığımzı şey aslında, kütüphanemizde durması bile bizi huzursuz eden bu kitap (siyasi bir itiraf, kötü bir çeviri, moda romanlar, hepsi birbirine ve diğerlerine benzeyen şiirler) değil, bu kitaba bir zamanlar para verip onu alacak, yıllarca kütüphanede saklayacak, hatta birazını okuyacak kadar verdiğiniz önemdir." (s.122)

"İyi okumak insanın gözlerini ve mantığını bir metnin üzerinden ağır ağır ve dikkatle geçirmesi değil, metnin içine ruhunu da bütünüyle katabilmesidir." (s.122)

"Kitapların kalabalığı, tıpkı alemdeki bütün kitapları barındıran efsanevi büyük kitaplıklar gibi, zamanın ve alemin sınırsızlığını hatırlatan sonsuz kütüphane hayalleri gibi, bizleri hem alçakgönülülüğe çağırmalı hem de milli devletlerin, tarihlerin, dillerin ötesinde, bütün insanların benzerliğini, amaçlarımızın ve duygularımızın yakınlığını bizlere hatırlatmalıdır." (s.125)

"İstanbul'da vapur gezintisine çıkmak bende şehrin içinde hareket ettiğim duygusunu değil, şehrin içindeki konumumu, hayatımın diğer hayatlar arasındaki yerini gördüğüm duygusunu uyandırır. "(s.169)

"İnsanın iki ila dokuz yaş arasında yaşadıkları, bir daha silinmemek üzere hafızaya kazınır." (s.182)

"Her şehrin içinde yaşarken fark etmediğimiz ve ancak yıllarca ondan uzak kaldıktan sonra geri dönünce ya da yıllar sonra eski fotoğraflara bakarken fark ettiğimiz ayrıntılar vardır." (s.195)

Orhan Pamuk - Manzaradan Parçalar (İletişim Yayınları)

Hiç yorum yok:

Tavan arası