Pazar, Kasım 28, 2010

Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği

"Kendisini çevreleyen kaba saba dünyaya karşı tek bir silahı vardı; belediye kitaplığından aldığı kitaplar." (s.57)

"Rüya görmek sadece bir iletişim (ya da şifreli iletişim) edimi değildir; aynı zamanda estetik bir etkinlik, bir imgelem oyunu, kendi başına bir değeri olan bir oyundur. Rüyalarımız bize düş kurmanın -olmayan şeylerin rüyasını görmenin- insanlığın en köklü gereksinimleri arasında olduğunu kanıtlar." (s.67)

"İstediğin sonsuzluksa, kapatıver gözlerini!" (s.103)

"Kültür aşırı üretimden, sözcük çığından, nicelik çılgınlığından yok olup gitmekte. Senin eski ülkendeki bir tek yasaklanmış kitabın bile bizim üniversitelerimizde çiğnenen milyarlarca sözcükten daha değerli olması bu yüzden." (s.111)

"Kişi özel yaşamında başka bir şeydi, başkalarıyla birlikteyken bambaşka bir şey." (s.121)

"Peşinde düştüğümüz hedefler hep bir parça sisle örtülüdür." (s.130)

"Çocukluğundan beri, kitapları gizli bir kardeşlik bağının işaretleri olarak görmüştü." (s.160)

"Tatlı sözler söyleyen, saygılı, nazik biriyle karşılıklı oturdunuz mu, onun söylediği hiçbir şeyin doğru olmadığını, içten olmadığını kendi kendinize hatırlatmanız dünyanın en zor işidir." (s.189)

"İçsel buyruklar çok daha güçlüdür ve bu yüzden de başkaldırmaya daha çok kışkırtır insanları." (s.200)

"Çok sayıda kadının peşinde koşan erkekleri iki kategoriye ayırabiliriz. Bazıları bütün kadınlarda kendi öznel ve değişmez kadın düşlerinin gerçekleşmesini beklerler. Ötekiler ise nesnel kadın dünyasının sonsuz çeşitliliğini ele geçirme isteğiyle davranırlar." (s.205)

"Beyinde, öyle anlaşılıyor ki, şiirsel bellek diyebileceğimiz ve bizi büyüleyen, bize dokunaklı gelen, hayatlarımızı güzelleştiren her şeyi kaydeden özel bir alan var." (s.212)

"İçinde mutluluk olmayan zevk, zevk değildir." (s.213)

"Başkalarıyla olan ilişkilerimizin kaçta kaşının duygularımızın sonucu, kaçta kaşınınsa bireyler arasındaki sürekli güç oyunu tarafından belirlenmiş olduğunu hiçbir zaman kesinlikle saptayamayız." (s.281)

"Cennete duyulan özlem, insanın insan olmaya duyduğu özlemdir." (s.298)

"Mutluluk yinelenmeye duyulan özlemdir." (s.300)

"Dehşet bir şoktur, mutlak bir körleşmenin zamanı. Dehşette en ufak bir güzellik yoktur. Bütün görebildiğimiz bizi bekleyen bir olayın delip geçici ışığıdır. Öte yandan hüzün, olacakları bildiğimizi varsayan bir tavırdır." (s.306)

Milan Kundera - Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği (İletişim Yayınları)

Hiç yorum yok:

Tavan arası